8 Mart 2014 Cumartesi

KONU: TUTUMLULUK HAKKINDA FABL YAZIYORUM


                 TASARRUF ETMEK ve KAKTÜS'ÜN HATALARI
Bir zamanlar Leylak ve Katüs isminde iki arkadaş çiçek varmış. Leylak çok sevecen, arkadaşlarına ve çevresindekilere karşı saygı, sevgi içindeymiş. Kaktüs ise hiç sevecen değilmiş. İnsanlara dikenlerini batırmak istermiş sürekli.
Bir gün Leylak’ın arkadaşı Papatya ona kahve içmeye gelmiş. Papatya çok dedikoducu biriymiş ve durmadan gerekli gereksiz konuşurmuş. Papatya:
-          Sen bu Kaktüs ile nasıl arkadaş kalabiliyorsun, şaşıyorum doğrusu. Ben olsam onun yanında
bir dakika bile kalmam.
                Leylak:
-          Doğru söylüyorsun. Kaktüs ile arkadaşım ve davranışlarını gözlemliyorum. Çok harcama yapıyor. Ailesinin verdiği parayı kumbarasına koyuyor, sonra dayanamıyor. Kumbaradan alıp harcıyor. Kendine bir sürü abur cubur yiyecek alıyor. Ona, kumbara para biriktirmek içindir, diyorum ama anlamıyor. Belki zamanla düzelir.
                Papatya:
-          Bence onunla arkadaşlık kurmamalısın.
Leylak:
-Teşekkür ederim Papatya, bana fikir verdiğin için ancak ben onunla arkadaşlığımı
Bitiremiyorum.
                Leylak ile Papatya bu şekilde sohbet ederken kapıya biri tıklamış. Kapıyı açtıklarında gelenin Kaktüs olduğunu görmüşler. Kaktüs, yine dikenlerini Leylak’a batırmış. Leylak’ın canı acımış ama belli etmemiş. Kaktüs gelirken yanında kumbarasını getirmiş. Papatya:
                -Kaktüs, seninle bir şey konuşmak istiyorum, demiş.
                Papatya, Kaktüs’e şöyle öğütte bulunmuş:
-          Bak Kaktüs, paralarımızı kumbaralarımıza atarız, bu tasarruf içindir. Kumbaralarımızda
biriktirdiğimiz paralarımızı zamanı gelince gerekli yerde harcarız. Oysa sen gerekli gereksiz yere kumbarandan para alıp kullanıyorsun. Bu hiç de doğru değil.
                Kaktüs:
                -Zaten Leylak da senin dediğin gibi diyor sürekli. Bu konuşmadan geleceğe dönük tutumlu olmam gerektiği dersini çıkarıyorum.
                Kaktüs, bu konuşmadan sonra çok düzenli ve iyi kalpli biri olmuş. Kimseye dikenini batırmamış, insanlara karşı sevecen olmuş. Biz de çok tutumlu olalım. Kaktüs’ün önceki hali gibi davranmayalım. Hatalarımızı düzeltmeye bakalım:
İpek SEVİNÇ / Seçmeli Ders: Yazarlık ve Yazma Becerileri – 5.Sınıf.

PEYGAMBERİMİZE MEKTUP


Sevgili Peygamberim;
Aşk seninle güzelmiş ya Resulallah ! Nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Ne kalem ne kağıt yeter seni anlatmaya buna rağmen özlemim bana bir şeyler yazdıracak.
Ya Resulallah ! Okuma ve yazmamız yoktu ancak seni anlatan dillerle dinliyorduk senin hakkında bilinenleri. Düşünüyorum da seni neden tanıyamamışız hakkıyla ve neden bunca karanlığı yaşamışız. Seni tanımamak karanlıkların en kötüsüymüş, öğrendim.
Ya Resulallah ! Seni gece gündüz ansak da yine özlemimiz bitmeyecek. Bazen kendime seninle yaşamak ve seninle olmak nasıl mutlu eder beni, bunu soruyorum.
Rabbime her zaman dua ediyorum, bize senin cemalini göstersin, diye. Özleminle dolu günler yaşıyorum ya Resulallah. Bunlar nasıl geçecek,bilmiyorum. Seni çok özledik görmesek de.
Allah’ım sana sonsuz hamd ve Peygamberimize salat u selamlar olsun…

Evin Yıldırım / 662 / 7- A

ELÇİYE MEKTUP


Ey nebilerin nebisi ! Ey yetimlerin babası neredesin ? Sen gittin ve ümmetin çaresiz kaldı. Sen gittin ve can Hüseyin şehit oldu. Sen gittin ve yürekler kavruldu. Neredesin ?
Sen kimi zaman yetimlere baba, çaresiz ve kimsesiz kadınlara hâmi, Müslümanlık uğruna canlarını veren o cengaver askerlere komutan, Medine’ye şeref, insanlığa örnek oldun.
Keşke, diyorum bazen, keşke seni görseydim. O pamuk gibi ellerini öpüp alnıma koyabilseydim. Gül kokunu çekebilseydim içime ve bir daha bırakmasaydım; oracıkta can verseydim. Zaten nefes alırken senin kokunu içime bir daha çekememe korkusu öldürürdü beni. O yüzden senin dizlerinde alsaydı canımı Azrail. Sen atsaydın üzerime toprağı. Zaten hepimiz öleceğiz. Keşke ölüm senin yanında yakalasaydı beni. Her yatağa girdiğimde heyecandan kalbim duracakmış gibi oluyor. Belki bir umut seni görürürüm, diye. Her namazdan sonra dua ediyorum Allah’a: “Ölünce beni de cennete, senin yanına göndersin” diye.
Sürekli seni taşlayan, seni öldürmek isteyen, seni Kabe’den uzak tutmaya çalışan; Allah’a inanmayan, o helvadan put yapıp önce onlara tapan, acıktığındaysa o helvadan putları bir lokmada ağzına atan insanlıktan uzak varlıkların cezalarının bir an önce verilmesini istiyorum yüce Rabbimden.
Şimdi tekrar yatacağım; kalbim küt küt atıyor heyecandan. N’olur bu gece rüyama gel.

Yusuf Adlığ /  790 / 7- A

PEYGAMBERİMİZE MEKTUP


Sevgili Peygamberimiz,
Hayatta düşüncem, duygularım yok gibi hissediyorum bazen. Hayatıma girseydin ve seni görseydim yanından ayrılır mıydım bilmiyorum.
Bakıyorum gökyüzüne, yıldızlara, aya ve düşünüyorum bunlara sen de bakmıştın bir zamanlar. Hayatıma çeki düzeni senin hayatına göre vermeye çalışıyorum. Düşüncelerim ve sana olan duygularım birleşince ağlamak geliyor içimden ancak ağlayamıyorum. Bu nefs aldı götürdü beni. Hayata bakış açımı sana göre ayarlamak istiyorum ama çok zorlanıyorum bazen.
Seni görseydim bir kere o zaman ne dünyayı ne de nefsi düşünürdüm. Sadece seni! Dünyanın öbür ucunda da olsan ne yapar eder gelirdim yanına. Ne dünyayı düşünürdüm ne de aklıma kötü düşünceler gelirdi o zaman herhalde.
Yoksun yanımda. Bu yüzden ister istemez uyuyoruz nefse. Yine de ümitliyim. Kıracağım zincirlerimi ve cemalini görmeyi hedefleyeceğim.  Bir yandan da anlıyorum ki hem dünya için hem ahiret için çalışmalıyım.

Ömer Faruk Yorulmaz / 260 / 7- A

PEYGAMBERİMİZE MEKTUP


                                               Peygamberim,
                Bu âlemdeki en güzel, en değerli varlığımsın sen ya Resulallah ! Kalbimden bir parça koparaıp sana hediye etmek isterdim. Bugüne kadar hep seni dinledim. Nasıl bir insan olduğunu öğrendim ama biliyor musun seni her anlattıklarında daha da çok sevdim.
                Yüzünü görmek benim için bu dünyada bir cennet olurdu herhalde. Keşke yaşadığın zaman yaşasaydım ama şunu biliyorum ki senin yüzünü ne kadar görmesem de seni tanıyorum, seni biliyorum. Nasıl iyi, temiz bir kalbin olduğunu, nasıl yardımsever, nasıl cömert biri olduğunu biliyorum. Bunlar bana yetiyor.
                Dün yine senin hayatından bir parça okudum ve yine sana hayran kaldım ya Resulallah! Fakirlere, zor durumda olan insanlara yardım etmen en güzel şey. İnsanların, birbirlerinin canına kastettiği bu dünyada, senin onları koruyup yardım etmen tüm dünyada övünülecek bir şey.
                Belki de şu an herkesin bildiği şeyleri yazıyorum ama  şunu biliyorum ki seni anlatmaya ne kelimeler yeter ne de cümleler.
                Bazen diyorum ki; “Öldüğüm zaman peygamberimle karşılaşacağım. Allah’ıma layık bir kul olmalıyım çünkü Allah’ım beni şanslı kılmış. İnandığım ve kendisi için bu satırları yazdığım kişi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem.
                Seni öyle çok seviyorum ki ya Resulallah! Hayatını her okuyuşumda, her dinleyişimde daha da çok seviyorum.
                                                                                                                             

Elif PALAZ / 7-A
                                                                                                                           

6 Mart 2014 Perşembe

HZ. MUHAMMED'İN (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM) EVİ


Peygamberimiz böyle bir evde yaşamış. Evinin içinin görüntüdekine yakın olduğu düşünülüyor. Hadislerden (Peygamberimizin sözleri) yola çıkılarak oluşturulmuş bir 3D çalışması.

Görüntüyü buraya tıklayarak seyredebilirsiniz.

2 Mart 2014 Pazar

HECTOR MALOT'TAN BİR KLASİK: KİMSESİZ ÇOCUK REMİ


Sevgili Çocuklar,

 Bazen hayat bizlere zor gelir. Yakınır dururuz. Bakın Remi bizim yakındığımız zorluklarla nasıl mücadele ediyor.

Bir çocuğun başına gelenleri okumak isterseniz size bir kitap önerim var:

Hector Malot'un "Kimsesiz Çocuk" romanı.

Kitabın kısaltılmış biçimini 5. sınıflara, tam metnini 6. ve 7.sınıflara tavsiye ediyorum.

Kitabın çizgi film uyarlamasından iki kısa bölümü buraya ve buraya tıklayarak seyredebilirsiniz.